Balkanlar'ın Kalbine Türk İmzası

PMTR Grup Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Aydın, Analiz’e Balkanlar’da yaptıkları yatırım ile ilgili bilgi verirken, Türk ekonomisine de 10 milyon euroluk bir katkı sağladıklarını söyledi. 

Karadağ’ın Bar şehrine gerçekleştirdiğiniz Wyndham Garden projesi büyük bir yatırımla gerçekleşti ve dikkat çekti. Projenin çıkış noktası neydi? Bu hikaye nasıl başladı?

Açık konuşmak gerekirse, bu proje bizim için bir gayrimenkul yatırımından çok daha fazlası. İstanbul’da yıllar süren yoğun bir saha deneyimimiz var. Özellikle Fikirtepe’de gerçekleştirdiğimiz “216” markalı kentsel dönüşüm projesi, bize şunu gösterdi: Doğru zamanda, doğru yerde, vizyoner bir adım atarsanız yalnızca kâr etmezsiniz, bir şehir dokusunu yeniden inşa edersiniz. İşte tam bu noktada, “bu vizyonu neden yurtdışına taşımayalım?” sorusu aklımıza geldi. Global ölçekte büyümek, sadece marka bilinirliğiyle değil, doğru pazarlarda sürdürülebilir işler kurmakla mümkün. Karadağ bu anlamda bizim radarımıza giren ilk ülke oldu. Özellikle Bar şehri… Burası sadece doğal güzelliğiyle değil, stratejik konumuyla da dikkat çekici. Adriyatik kıyısında, Balkanlar’ın kesişim noktasında yer alan bir liman şehri. Ben buraya Balkanlar’ın “dörtyol ağzı” diyorum. Her yöne açılabilen bir pencere gibi…

Peki sizi Bar’a çeken sadece bu stratejik konum muydu? Başka ne gibi etkenler vardı?

Stratejik konum elbette en önemli başlıklardan biriydi ama yalnızca bu değil. Bar, Karadağ’ın en büyük limanına ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda ülkedeki demiryolu sisteminin uç noktası. Yani hem deniz hem kara ticareti açısından kritik. Diğer taraftan Karadağ’ın Avrupa Birliği’ne aday bir ülke olması ve Schengen bölgesine olan yakınlığı da yatırım açısından ciddi bir potansiyel sunuyor. Vergi avantajları, düşük bürokrasi, yabancı yatırımcıya olan pozitif yaklaşım da cabası…Ayrıca, Karadağ uzun zamandır yabancı yatırımcıların radarında olan ama Türk yatırımcılar açısından hâlâ keşfedilmemiş bir coğrafyaydı. Biz bu projeyle hem öncülük etmek hem de Türkiye’nin gücünü burada göstermek istedik. Yani sadece kendimiz için değil, Türk iş dünyası adına da bir kapı araladığımızı düşünüyorum.

Projeye başlarken bu çapta bir ilgi bekliyor muydunuz?

Açıkçası, böylesine yoğun bir ulusal ve uluslararası ilgi olacağını öngörüyorduk ama bu hızda olmasını beklemiyorduk. Henüz inşaat başlamadan ciddi bir ön talep oluştu. Özellikle Körfez ülkelerinden, Almanya’dan ve Türkiye’den yatırımcıların ilgisi çok yüksek. Bu da bize doğru bir adım attığımızı bir kez daha gösterdi. Çünkü bir bölgeye yatırım yaparken yalnızca bugünü değil, beş yıl sonrasını, on yıl sonrasını da düşünmelisiniz. Bar’ın yükselen bir değer olduğunu biz önceden analiz ettik ve buna göre pozisyon aldık.

Karadağ’daki bu ilk yatırımınız mı?

Evet, Bar projemiz Karadağ’daki ilk yatırımımız. Ancak sonuncu olmayacak. Bu proje bizim için bir başlangıç. Biz bir yere yatırım yaptığımızda, o bölgeyle organik bir bağ kurarız. Yerel halkla, yönetimle, iş ortaklarıyla bir bütün oluruz. Bar’daki yatırımla birlikte Karadağ’da başka fırsatları da değerlendirmek için kolları sıvadık. İlerleyen dönemde hem yeni konut projeleri hem de turizm ve ticaret alanında yatırımlarımız olabilir.

Soru: Projenin yatırım maliyeti, geri dönüş süresi ve teslim takvimi hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Tabii. Bu proje için 36 milyon euro, yani bugünkü kurla yaklaşık 1 milyar 310 milyon TL’lik bir yatırım öngördük. Bu Karadağ ölçeğinde oldukça büyük, Türkiye ölçeğinde de önemli bir yatırımı temsil ediyor. Teslim tarihini ise Nisan 2026 olarak belirledik. Şu anda tüm inşaat süreci planlandığı şekilde ilerliyor. Bizim hesaplamalarımıza göre, yatırımın geri dönüş süresi yaklaşık 10 yıl. Bu hem otel gelirleri hem de konut satışlarıyla mümkün olacak. Üstelik sadece ekonomik değil, stratejik olarak da yüksek getirili bir yatırım. Çünkü bu proje yatırımcısına aynı zamanda Avrupa’nın kapılarını açıyor. Karadağ’la yapılan yasal düzenlemeler ve oturum hakları sayesinde, buradan konut alan biri Avrupa’nın merkezine bir adım daha yaklaşmış oluyor.

Fikirtepe projesi ses getirdi

Soru: Türkiye’de özellikle Fikirtepe’deki projenizle ses getirmiştiniz. Oradan buraya uzanan süreçte sizi en çok etkileyen ne oldu?

Fikirtepe bizim için bir okul gibiydi. Kentsel dönüşümün tüm dinamiklerini orada birebir yaşadık. Her sokakta ayrı bir hikâye, her binada ayrı bir mücadele vardı. O proje sadece bir inşaat süreci değil; insan yönetimi, kamu ile iş birliği, toplumsal beklentiler ve teknik yeterlilik arasında kurulması gereken bir dengeydi. Tüm bu zorluklar bize çok şey öğretti. İşte bu tecrübeyle artık yurtdışında da sadece konut değil, vizyon projeler gerçekleştirebilecek bir noktadayız. Karadağ’daki projeye bu gözle bakıyoruz. Sadece “bir otel ve konut yapalım, satalım” anlayışıyla değil; şehre değer katacak, ülkenin ekonomisine dokunacak, uluslararası bir marka ile çalışarak kalite standardını yukarı çekecek bir iş modeliyle ilerliyoruz.

Bar’da hayata geçen vizyon: Otel, konut, yaşam

Soru: Projeye dair fiziksel detaylardan biraz bahseder misiniz? Yani Bar’da nasıl bir yapı yükseliyor?

Tabii ki. Projemiz üç ana bloktan oluşuyor. Bunlardan biri 120 odalı bir otel, diğer ikisi ise toplamda 261 konuttan oluşan iki büyük rezidans bloğu. Konutlarda 1+1, 2+1, 3+1 ve penthouse seçenekleri mevcut. Yani hem oturumluk, hem yatırım amaçlı, hem de tatil kullanımı için çok yönlü bir yapı kurduk. Ama bu sadece “konut satıyoruz” anlayışıyla yürüyen bir proje değil. Biz burada yaşam kuruyoruz. Bloklar arasında yer alan açık alanlar, peyzaj düzenlemeleri, sosyal yaşam alanları ve elbette denize yakınlık projenin değerini katlıyor. Karadağ gibi bir ülkede denize sıfır konumda yatırım yapmak, başlı başına büyük bir stratejik hamle.Wyndham, dünyada 9 binin üzerinde otel işletmesiyle faaliyet gösteren dev bir zincir. Bizimle masaya oturduklarında projeyi detaylıca incelediler ve lokasyonun, mimari tasarımın, hizmet modelimizin uluslararası standartlarda olduğunu gördüler.

Bu iş birliği bizim için stratejik

Soru: Wyndham Grup ile yapılan iş birliği tam olarak neleri kapsıyor? Sadece otel işletmesini mi yoksa tüm projeyi mi?

Bu soruya özellikle açıklık getirmek isterim çünkü bu iş birliği bizim için çok stratejik. Wyndham Grup ile yaptığımız anlaşma sadece otelin işletmesini kapsamıyor. Aynı zamanda 261 dairelik rezidansların kiralama ve işletme süreçlerini de içine alıyor. Yani bu şu demek: Yatırımcı sadece bir daire almıyor, aynı zamanda bu dairenin profesyonel şekilde işletilmesini, değerlendirilmesini de garanti altına alıyor. Wyndham, bu konuda global çapta uzman. Bu model sayesinde yatırımcılarımız dairelerini ister kendileri kullansın, ister kiraya versin, her durumda profesyonel bir sistemden faydalanıyor. Bu iş birliği bizi Karadağ’daki diğer projelerden ayıran en önemli unsurlardan biri.Wyndham’la olan bu ortaklık, aslında bizim projeye bakış açımızı da yansıtıyor. Sadece inşaat yapmıyoruz; küresel kalite standartlarını getiriyoruz. Ve bu, sadece bizim değil, Karadağ’ın da turizm potansiyelini yükselten bir adımdır. Otel faaliyete geçtiğinde yalnızca misafir ağırlamayacağız, Karadağ’ın hizmet sektöründe çıtayı yukarı taşıyacağız.

Projenin detayları

Soru: Konut ve otel dışında başka sosyal donatılar olacak mı projede?

Elbette. Projenin kalbinde bir yaşam merkezi oluşturmayı planladık. Alışveriş alanları, kafeler, restoranlar, çocuk oyun alanları, yürüyüş yolları, fitness ve spa gibi olanaklar bu kompleksin içinde yer alacak. Yani hem burada konaklayanlar hem de Bar halkı için bir çekim noktası yaratmak istiyoruz. Açık yüzme havuzu, kapalı otopark, 7/24 güvenlik gibi tüm çağdaş olanaklar projeye entegre edilmiş durumda. Kısacası sadece bir mülk değil, bir yaşam tarzı sunuyoruz. Yatırımcılar bu projeyle birlikte huzuru, güvenliği ve prestiji bir arada satın almış olacak.

Türkiye ekonomisine 10 milyon euro katkı 

Soru: Bu projeyle  Türkiye ekonomisine nasıl bir katkı sağlamayı hedefliyorsunuz?

Bu projede, dairelerin tüm iç tasarım malzemelerini, beyaz eşyasından koltuğuna, halısından perdesine kadar Türkiye’den temin ediyoruz. Demir ve çimento hariç her şey Türkiye’den geliyor. Karadağ’a yaklaşık 10 milyon euro değerinde malzeme ithalatı yapacağız. Bu, Türkiye ekonomisine yaklaşık 400 milyon TL’lik bir katkı sağlayacak. Ayrıca, beyaz eşya, koltuk, halı ve perde gibi ürünleri de Türkiye’deki üreticilerimizden alıyoruz. Böylece hem yerli üretimi destekliyoruz, hem de ekonomik katkı sağlıyoruz. Çok boyutlu bir katkıdan söz edebiliriz. Öncelikle doğrudan istihdam. İnşaat aşamasında yüzlerce kişi çalışıyor. Otel faaliyete geçtiğinde ise onlarca kişiye kalıcı iş olanağı sağlanacak. Yerel halk için sürdürülebilir bir gelir kapısı oluşturuyoruz. Bu bizim en önem verdiğimiz konulardan biri. İkinci olarak dolaylı ekonomi. Tedarik zincirinden yerel esnafa, turizm acentelerinden ulaşıma kadar geniş bir etki alanı olacak. Yani projemiz yalnızca yatırımcılara kazandırmakla kalmayacak; Bar ekonomisine ciddi bir can suyu verecek. Burası Karadağ’ın Adriyatik’e açılan vitrini haline gelecek.

Karadağ’daki Türk imajı için temsil değeri

Soru: Bu yatırım sadece sizin için değil, Karadağ’daki Türk imajı için de bir temsil değeri taşıyor diyebilir miyiz?

Kesinlikle. Biz buraya sadece kendi şirketimizin logosunu değil, Türkiye’nin iş yapma kültürünü de getiriyoruz. İnşaat kalitemiz, sözümüze sadıklığımız, yerel halkla olan ilişkilerimiz ve en önemlisi sürdürülebilirlik anlayışımız Karadağ’da dikkatle izleniyor. Projeyi ziyaret eden Karadağlı yetkililer ve vatandaşlar sık sık şunu söylüyor: “Siz sadece bina değil, bir örnek inşa ediyorsunuz.” Bu bizim için çok değerli. Türk girişimciler için burada yeni bir güven zemini inşa ettiğimize inanıyorum.