8 Nisan Romanlar Günü: Roman Toplumunun Sorunları ve Geleceğe Umut..
8 Nisan, dünya genelinde Romanların kültürünü, tarihini ve mücadelesini anmak amacıyla Romanlar Günü olarak kutlanıyor.
Ancak bu gün, sadece kutlamalarla sınırlı kalmamalı; aynı zamanda Roman toplumunun karşılaştığı zorlukların ve çözülmesi gereken sorunların masaya yatırıldığı bir fırsat olmalıdır.
Romanlar, maalesef Türkiye’de de pek çok alanda hak ettikleri eşitliği ve fırsatları bulamayan, dışlanmış bir topluluk olarak varlıklarını sürdürüyor.
İstihdam, barınma, sağlık, eğitim gibi temel sorunları çözülmeden, Romanlar Günü sadece bir hatırlatmadan ibaret kalır.
Bugün Türkiye'de Suriyelilerin Afganların romanlardan daha fazla değer görmesi roman toplumunun canını acıtıyor..
Roman toplumunun en büyük sıkıntılarından biride iş gücü piyasasında karşılaştığı dışlanmışlık ve ayrımcılıktır.
İş ararken karşılaşılan engeller, toplumun geneline göre daha fazla olup, düşük gelirli ve güvencesiz işlerde çalışma zorunluluğu, Romanların hayatını olumsuz yönde etkiliyor.
Çoğu zaman, eğitim seviyeleri düşük olduğunda ve kalifiye iş gücü gerektiren alanlarda çalışmaları engellendiğinde, iş bulma şansları daha da azalıyor.
Romanların istihdam sorununu çözmek, sadece onlara iş vermekle değil, aynı zamanda iş piyasasında eşit fırsatlar sunmakla da mümkündür.
Bu, Romanları sadece dar bir ekonomik çerçevede değerlendirmek değil, onların potansiyellerini de açığa çıkarmak demektir.
Toplumun her bireyine eşit fırsatlar sunmak, sadece adaletin sağlanması anlamına gelmez, aynı zamanda ülkenin genel ekonomik büyümesine katkı sağlamaktır.
Barınma, Roman toplumu için en büyük zorluklardan biridir.
Genellikle gecekondularda, sağlıksız koşullarda yaşamak zorunda kalan Romanlar, yeterli altyapıya sahip olmayan bölgelerde yaşamakta ve temel hizmetlere erişim konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar.
Çoğu zaman mülk sahiplerinin ayrımcılığı ve ırkçılığı nedeniyle kiralık ev bulmakta zorlanmaktadırlar.
Evsizliğin ve gecekondulaşmanın çözülmesi, sadece konut sağlamakla değil, aynı zamanda bu kişilerin ekonomik ve sosyal hayata katılımını kolaylaştıracak altyapı ve hizmetlerin sağlanmasıyla da mümkündür.
Romanlara yönelik barınma politikaları, sadece onları “dışarıda” tutmamalı, aynı zamanda onları toplumun her alanına entegre edecek fırsatlar sunmalıdır.
Sağlık, Roman toplumunun maruz kaldığı en büyük eşitsizliklerden biridir.
Romanlar, sağlık hizmetlerine erişimde ciddi engellerle karşılaşmaktadır.
Hem fiziksel hem de zihinsel sağlık açısından yüksek risk altında olmalarına rağmen, genellikle sağlık hizmetlerine ulaşımda büyük zorluklar yaşarlar. Sağlık merkezlerine uzaklık, dil ve kültürel bariyerler, sigorta sistemindeki eksiklikler, sağlık hizmetlerine eşit erişim konusunda büyük engeller yaratmaktadır.
Bu sorunların çözülmesi, Romanlara yönelik sağlık politikalarının geliştirilmesiyle mümkündür.
Sağlık hizmetlerine erişimin artırılması, toplum sağlığı açısından da büyük önem taşır. Romanların, erken teşhis ve tedavi olanaklarından eşit şekilde yararlanabilmesi için, sağlık alanında özel programlar ve farkındalık kampanyaları başlatılmalıdır.
Eğitim, bir toplumun kalkınmasında en önemli rolü oynar ve aynı zamanda bireylerin hayatlarını değiştiren en güçlü araçtır.
Ancak, Roman toplumunun büyük bir kısmı, yeterli eğitim alabilme fırsatlarından yoksundur.
Okul bırakma oranlarının yüksekliği, eğitimde fırsat eşitsizliğinin en büyük göstergelerindendir.
Bu da, gelecekteki iş gücü piyasasında dışlanmalarına ve yoksulluk sarmalına girmelerine sebep olmaktadır.
Eğitimdeki fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırmak, Roman çocuklarının okullarda başarılı olabilmeleri için erken yaşlardan itibaren özel destekler sunmakla mümkündür.
Okul öncesi eğitim, burs imkanları, rehberlik hizmetleri ve ailelerin eğitim konusunda bilgilendirilmesi, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için atılacak önemli adımlardır.
Romanlar, sadece ekonomik ve sosyal anlamda değil, aynı zamanda toplumsal anlamda da büyük bir dışlanmışlık yaşıyorlar. Irkçılık ve ayrımcılık, onların her alanda karşılaştığı engellerin başında geliyor.
Romanların toplumsal hayatta daha fazla yer alabilmesi, eşit haklara sahip olabilmesi için bu tür ayrımcılıkla mücadele edilmesi gerekiyor.
Toplumun her kesiminde farkındalık oluşturmak, Romanların kültürüne saygı göstermek ve onlara eşit fırsatlar tanımak, toplumsal barışın sağlanmasında önemli bir adımdır.
Romanların, sosyal ve kültürel kimliklerine saygı gösterilen, eşit haklara sahip oldukları bir toplumda yaşamaları, sadece onların yaşamını iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda toplumun geneline de büyük bir katkı sağlar.
8 Nisan Romanlar Günü, Roman toplumunun karşılaştığı sorunları sadece hatırlamakla kalmamalı, bu sorunları çözmeye yönelik somut adımlar atılması gerektiğini de vurgulamalıdır.
İstihdam, barınma, sağlık, eğitim gibi temel sorunlar, yalnızca Romanlar için değil, tüm toplum için eşit ve adil bir yaşama giden yolun taşlarını döşemektedir.
Romanlar, bu toplumun ayrılmaz bir parçasıdır ve onlar için atılacak her adım, toplumsal barışı ve eşitliği sağlamak adına büyük bir adımdır.
Başta büyükşehir belediyemiz olmak üzere belediyelerimizin uzattığı el tek başına yetmez ,romanlar için devletin gerçek bir roman politikası belirlemesi gerekiyor .
Bugün, 8 Nisan’da, Roman toplumunun hak ettiği eşitlik ve fırsatlar için hep birlikte mücadele etme kararlılığı, onların hayatlarını iyileştirecek ve toplumumuzun her bireyini daha adil bir geleceğe taşıyacaktır..