İSTANBUL (AA) – KEREM ALP EREN KAYA – Türkiye Satın Alma Profesyonelleri ve Yöneticileri Derneği (TÜSAYDER) Yönetim Kurulu Başkanı Meriç Atalay, küresel ölçekte artan korumacılık ve gümrük tarifeleriyle oluşan belirsizliğin ticarette ani duruşlara ve uzun yıllar emek verilerek oluşturulmuş ticari ilişkilerin hızla kaybedilmesine neden olabileceğini söyledi.
Atalay, ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarının uluslararası tedarik zinciri üzerindeki etkileri ve tedarik yönetiminin bu durumlarda ulusal ekonomilerin güvenliği üzerinde sahip olduğu önemle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Uluslararası ticarette tansiyonun yükselmesinin ve tedarik zincirlerindeki aksamanın her zaman tüketiciye faturası olduğunu dile getiren Atalay, Türkiye'nin bu süreçten nasıl etkileneceğini görmek için henüz erken olduğunu belirtti.
Kimya gibi bazı sektörlerde olumlu etkiler görülebileceğini ifade eden Atalay, "Bu durumun ülke genelindeki etkisini görmek için toz bulutunun dağılmasını beklemeliyiz. Umarız gerçekleşmez ancak en çok korktuğumuz senaryo, tüm ülkelerin ABD'nin uyguladığı koruyucu tarife kararlarına benzer adımlar atmasıdır. Bu durumda, Türkiye'deki üreticilerin uluslararası müşterilerinde ciddi kayıplar yaşaması çok muhtemeldir." diye konuştu.
Atalay, tarife uygulamalarıyla Çin'in ABD'ye satamadığı ürünleri yeni pazarlara yönlendirebileceğini belirterek, Türkiye'deki üreticilerin çok rekabetçi fiyatlarla karşılaşabileceğini, ayrıca bunun, üreticilerin hem yurt içi hem de yurt dışı pazarlarda müşteri kaybına ya da zarara satış yapmalarına neden olabileceğini kaydetti.
Bu noktada tedarik yönetiminin ülke ekonomilerinin güvenliği için çok önemli hale geldiğini vurgulayan Atalay, çok uluslu başarılı şirketlerin tedarik zincirlerini bir kaldıraç olarak kullandıklarını ve süreçleri bilimsel yaklaşımlarla yönettiklerini ifade etti.
Atalay, bu şirketlerin tedarik zincirinde yaratılacak verimliliklerle rekabetçi kalma olasılıklarını artırabileceklerini bildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bu nedenle sürekli olarak süreçleri optimize eden politikalar ve uygulamalar geliştiriyorlar. Bu süreçte başarılı olan şirketler hızla liderliği ele alıyor. Son yıllarda Tesla'nın yükselişi konuşulurken, BYD'nin liderliği devralması bu sürecin en güzel örneğidir. Başarılı tedarik yönetimiyle tedarik zincirinde elde edilen maliyet avantajı daha rekabetçi fiyatlama yapılabilmesini sağlıyor ve müşteriler kararlarını hızla değiştirerek yeni güçlü oyuncuların etrafında toplanabiliyor."
Türkiye'nin tedarik zincirinin verimli yönetimi konusunda yol kat etmesi gerektiğini belirten Atalay, "Şirketlerimizin çoğu tedarik süreçlerini idare edecek planlamalarda eksiklik yaşıyor. Çoğu şirketimiz potansiyelinin farkında değil. Bu noktada dernek olarak 500'ün üzerinde tedarik zinciri paydaşına bütçe yönetimi ve S&OP yaklaşımı konusunda birebir eğitimler verdik. Bu eğitimleri artırarak sürdürmek istiyoruz. Tek hedefimiz, Türkiye'nin tedarik zinciri verimliliğini artırmak." diye konuştu.
– "Avrupa ve Orta Doğu için önemli bir tedarik oyuncusuyuz"
Atalay, Türkiye'nin coğrafi açıdan eşsiz bir konumda olduğunu ve tedarik merkezi olmak için her zaman avantaja sahip olduğunu dile getirdi.
Ticaret savaşları nedeniyle bu avantajların öneminin daha da arttığını anlatan Atalay, "Avrupa ve Orta Doğu için önemli bir tedarik oyuncusuyuz. 'Nearshoring' olarak bilinen yakın coğrafyalardan tedarik stratejileri kapsamında bölgemiz en yüksek potansiyele sahip yerlerden biri. Tüm bunlar önümüzdeki potansiyeli anlamak açısından çok kıymetli" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin sahip olduğu potansiyelini hazır olduğunda harekete geçirebileceğini vurgulayan Atalay, hazır olmak için de ihracat yapan şirketlerin rekabet gücünü arttırmak adına işçilik maliyetlerinde destek sağlanması gerektiğini kaydetti.
Atalay, gümrük mevzuatlarında yapılacak değişikliklerde sektör paydaşlarının görüşlerinin alınmasının, kazanılmış ihracat müşterilerinin kaybedilmesini önleyeceğini belirtti.
Kalifiye iş gücü bulmanın tüm üreticiler için zor bir süreç olduğunu ve bu zorluğun giderek arttığını aktaran Atalay, ara kademe teknik personelin yetişmesi için özel sektör ve kamu işbirliklerinin planlı biçimde artırılmasının sorunun çözümünde kritik rol oynayacağını söyledi.
Kamuyla özel sektörün bu süreçte yakın iletişimde olması gerektiğine işaret eden Atalay, sözlerini şöyle tamamladı:
"Alınacak kararların sahaya etkilerinin tüm olasılıklarla birlikte değerlendirilmesi, iyi planlanmış bir mekanizmanın tedarik zincirinin tüm alanlarında çalıştırılması ve şeffaf şekilde tüm paydaşlarla paylaşılması büyük önem taşıyor. Ülke genelinde rekabetçi olabilmek için katma değer yaratan tedarik zincirine hak ettiği önem verilmelidir. Özel sektörün, değişen dünya dinamiklerini, rakiplerini ve kendi süreçlerinin bu ölümcül rekabetteki potansiyelini iyi analiz etmesi kritik bir gerekliliktir.
Tedarik zinciri süreçlerini iyi anlayan, bu süreçleri sürekli optimize eden, doğru insan kaynağına yatırım yapan, vizyoner ve yetkin yöneticilerle çalışan, etkili karar mekanizmaları kuran, hata yapmaktan korkmayan ve hatalarından öğrenen, süreçlerine uygun dijital araçları etkili kullanan, dayanıklılığı ve sürdürülebilirliği kurum kültürüne entegre eden, tedarikçilerini ise bir araç olarak değil stratejik iş ortağı olarak gören şirketler başarıyı yakalayacaktır."