Bakan Tekin, 'Türkiye'de Yaşamak' adlı deneme yarışmasının ödül töreninde konuştu

Bakan Tekin, " Türkiye'de Yaşamak" adlı deneme yarışmasının ödül töreninde konuştu

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin:

"Bir tarafta ülkesinin içinde bulunduğu durumu yabancı medya organlarına şikayet eden siyasetçilerimiz, bir taraftan da Türkiye'de yaşayan insanların Türkiye'de yaşamaktan mutluluklarını ifade ettikleri yarışmaları organize eden iki yapı var. Bu anlamda çok önemli"


İSTANBUL - Rami Kütüphanesi'nde düzenlenen "Türkiye'de Yaşamak" adlı deneme yarışmasının ödül törenine katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Bir tarafta kendi siyasal çıkarları açısından ülkesinin içinde bulunduğu durumu yabancı medya organlarına ve yabancı sivil toplum örgütlerine şikayet eden siyasetçilerimiz var. Bir taraftan da Türkiye'de yaşayan insanların Türkiye'de yaşamaktan mutluluklarını ifade ettikleri yarışmaları organize eden iki yapı var. Bu anlamda çok önemli" dedi.

Rami Kütüphanesi'nde Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı desteğiyle Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği tarafından "Türkiye'de Yaşamak" adlı deneme yarışmasının ödül töreni düzenlendi. Programa Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İstanbul Valisi Davut Gül, YTB Başkanı Abdullah Eren ve TDED Dernek Başkanı Ekrem Erdem katıldı. Programda 13 farklı ülkeden uluslararası öğrenciye ödül takdimi gerçekleştirildi. İran, Kazakistan, Mısır, Sri Lanka, Suriye, Sudan, Endonezya, Angola, Moritanya, Romanya, Etiyopya, Azerbaycan ve Güney Kore olmak üzere 13 farklı ülkeden uluslararası öğrenci tarafından kaleme alınan eserler, ödül kazanmaya değer bulundu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda, yarışma ile ilgili video gösterimi yapıldı. Protokol konuşmalarının ardından ödül töreni verilmesiyle program sona erdi.

"Çocukların mevzuatımıza, anayasamıza, kanunlarımıza uygun eğitim öğretim alması için tedbirleri alıyoruz"

Ödül töreninde konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Bir tarafta kendi siyasal çıkarları açısından ülkesinin içinde bulunduğu durumu yabancı medya organlarına ve yabancı sivil toplum örgütlerine şikayet eden siyasetçilerimiz var. Bir taraftan da Türkiye'de yaşayan insanların Türkiye'de yaşamaktan mutluluklarını ifade ettikleri yarışmaları organize eden iki yapı var. Bu anlamda çok önemli. Etkinliği organize etmenizden dolayı teşekkür ediyorum. Mart ayının başında Türkiye'de bir sendika, memur sendikası, okullarımızda LGBT ile ilgili bir ders anlatmak istedi. Biz de bakanlık olarak sendikal hürriyetlerle temel hak ve hürriyetler arasındaki çizgiyi anlatan ve içerisinde hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olmak üzere birçok yapının kararlarından hem de bizim iç hukukumuzda Anayasa Mahkememizin kararlarından hareketle, ayrıca insan hakları literatüründe temel hak ve hürriyetler skalasında yer alan sıralamadaki hususlardan hareketle 'temel hak ve hürriyetler Türkiye'de güvence altına alınmıştır. Biz kamu kurumları, kamu otoriteleri olarak insanların temel hak ve hürriyetlerini özgürce yaşayabilmeleri için gerekli bütün tedbirleri alıyoruz. Bu tedbirlerin içerisinde sendikal hürriyetler de var. Diğer hürriyetler de var. Fakat biraz önce bahsettiğim literatürde ortak bir konu var. Temel hak ve hürriyetler kullanılırken başka birisinin temel hak ve hürriyetinin engellenmemesi...' Biz bu realiteleri ifade eden bir uyarı yazısı yazdık. Biz sendikal hürriyetleri engellemiyoruz. Tam tersine insanların bize emanet ettikleri çocukların mevzuatımıza, anayasamıza, kanunlarımıza uygun bir biçimde eğitim öğretim alması için gerekli tedbirleri alıyoruz. Bunun dışına çıkılması bizim de görevimizi yapamadığımız anlamına gelir. Eğitim öğretim hakkının da sağlıklı kullanılamaması anlamına gelir. 'Sizler sendikal özgürlüklerinizi sendika genel merkezinizde, başka bu türden toplantı salonlarınızda istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Ama bize emanet edilen çocuklara siz biz özgürlüklerimizi kullanıyoruz diye kafanıza göre bilgi aktaramazsınız' diye yazdık. Bu sendika bizi uluslararası yapılara şikayet etmiş. Bugün sabah gelirken uluslararası sendika bizi uyarıyor. Bir tarafta böyle bir tablo var. Bir tarafta da burada Türkiye ile ilgili güzel ifadeler kullanan ülkemizdeki bu güzellikleri yansıtan ülkemizde misafir ettiğimiz öğrencilerimize bu anlamda ev sahipliği yapan yüzümüzü ak eden YTB başkanlığımız var. Ben bu konjonktürde yapılan etkinliği çok önemli bulduğumu ifade etmek isterim" dedi.

"Çocuklar Türkçe öğrensin istiyorum"

'Dilimizin zenginlikleri' projesine dikkat çeken ve eğitim öğretim sistemi hakkında konuşan Bakan Tekin, "Eğitim öğretim sistemimiz aslında çocuklarımızın aile hayatları, toplumsal hayatları dahil her noktada belirleyici oluyor. O zaman eğitim öğretim sistemini konuşurken sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunu bir kez daha görmek durumundayız. 2023 yılı Haziran ayında Milli Eğitim Bakanı olarak göreve başladıktan sonra bazı değişiklikler yaptık. Bunlardan bir tanesi okullarımızda artık test ve değerlendirmeyi kaldırdık. Çocuklarımız kendilerini ifade etsinler istiyoruz. Bir çocuğun akademik ya da başka bir dilde kendisini ifade etme başarısının odağında anadil becerilerinin gelişmiş olması lazım. Dolayısıyla başlar başlamaz ilk el attığım şey burası. Burayı bir çözmemiz lazım. Burayı çözmezsek bundan sonra atacağımız adımların hiçbir önemi yok. Sınıf geçme, ders geçme bariyerlerini ortaöğretim kurumlarında lisede Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde geçme notunu 70'e çıkardık. 'Dilimizin zenginlikleri' diye bir proje uyguladık. Bütün panolarda Türkçenin kelime haznesine ilişkin öğretmenlerimiz inanılmaz güzel projeler yaptı. Hatta Gaziantep'te Büyükşehir Belediyesi ile yaptığımız bir okul öncesi eğitim kurumunda çocuklar proje ile ilgili bir şeyler yapmışlar. Orada bir veli, 'Hocam bu çocuk öyle kelimeler kullanmaya başladı ki. Siz ne yaptınız' dedi. Ben bundan çok mutluyum. Ama bundan birileri rahatsız. Biz bunu yaparken parlamentoda bir milletvekili diyor ki 'Yusuf Tekin, beynindeki gizli planı açıkla.' Ne açıklayacağım? Çocuklar Türkçe öğrensin istiyorum" ifadelerini kullandı.