Marmara Denizi'ndeki müsilajı yerinde incelemek amacıyla Haydarpaşa'dan kalkan gemide, proje ekibiyle birlikte basın mensupları yer aldı.
Sefer sırasında denizden numuneler alınarak inceleme yapıldı.
Sefer ve Marmara Denizi'ndeki son duruma ilişkin basın mensuplarına açıklama yapan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü ve Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının desteğiyle MARMOD projesi kapsamında müsilaj seferi yapıldığını belirtti.
Seferin ana amacının Marmara Denizi'ndeki müsilajın yaygınlığının son durumunu ortaya koymak, oksijen seviyelerini anlamak ve kirlilik baskısına yönelik ölçümleri yapmak olduğunu dile getiren Salihoğlu, seferde birçok ileri teknolojiyi bir arada kullandıklarını söyledi.
Salihoğlu, denizin çeşitli derinliklerinden numune aldıklarını, bir taraftan da insansız cihazlarla ya da geminin arkasından çekilen cihazlarla müsilajı eş zamanlı olarak haritalandırdıklarını belirterek, "Müsilajın Marmara Denizi'nde şu anda yaygın olarak var olduğu, yalnız 2021'deki yoğunluğa göre daha düşük bir yoğunlukta olduğunu şu anda görüyoruz. Yüzeyden çok 20 ile 30 metre arasında daha çok yaygın olarak olduğunu görüyoruz." ifadesini kullandı.
İKLİM KOŞULLARINA BAĞLI
Prof. Dr. Barış Salihoğlu, denizin dibinde oksijensizlik durumunun devam ettiğini, müsilaj oluşumuna elverişli koşulların sürdüğünü söyledi.
Kirlilik baskısının da devam ettiğini belirten Salihoğlu, şöyle konuştu:
"Önümüzdeki dönemlerde müsilajın ne şekilde görüleceği biraz da iklim koşullarına bağlı olacak. Çünkü mevcut kirlilik baskısı sürdüğü ve Karadeniz suyundaki girişlerde bir azalma olduğu sürece, Marmara'daki yüzey suyunda değişim az olacaktır. Bu da önümüzdeki aylarda daha yoğun bir sürecin habercisi olabilir. Ancak buradaki ana hedef oksijen seviyesinde artış sağlamak. Oksijeni artırmak için de hem şehir atıklarının bir an önce ileri biyolojik arıtmaya geçirilmesi hem de yayılı kaynaklardan gelen girdilerin azaltılması gerekiyor."
Marmara Denizi Eylem Planı çerçevesinde 22 maddelik güçlü bir plan ortaya konulduğunu dile getiren Salihoğlu, şunları ifade etti:
"Bu maddelerden birçoğu yerine getirildi ama 2 maddede özellikle hassasiyet göstermemiz gerekiyor. Bir tanesi, şehir deşarjlarının muhakkak ileri biyolojik arıtmadan sonra Marmara'ya verilmesi. Diğeri de Susurluk Havzası gibi havzadan giren nehirlerin, akarsuların kirlilik seviyelerinin bir an önce düşürülmesi, akarsu habitatlarının rehabilite edilmesi ve buraya verilen deşarjların azaltılması çok çok büyük önem arz ediyor. Bilim Kurulu olarak bir diğer önem verdiğimiz konu da Marmara Denizi'ndeki koruma alanlarının bir an önce genişletilmesi, tüm kıyıların koruma alanı ilan edilmesi ve balıkçılık faaliyetlerinin buralarda kontrol edilmesi yönünde. Kararlılıkla bu eylem planını hayata geçirirsek daha sağlıklı bir Marmara'nın mümkün olduğunu düşünüyoruz."
Salihoğlu, Bilim Kurulu olarak Marmara Denizi'ndeki koruma alanlarının artırılması ve avcılık baskısının azaltılması yönünde de hassasiyet gösterdiklerini söyledi.
"YAZA DOĞRU YOĞUNLAŞMA OLASILIĞI VAR"
Havanın ısınmasının denizlerde biyolojik üretimi artıracağına dikkati çeken Salihoğlu, "Zaten şu anda oldukça yoğun olduğunu görüyoruz, bu daha da artacak. Eğer Karadeniz'den gelen su miktarında bir artış olmaz ve kuraklık koşulları devam ederse, bu durağan sürecin habercisi olacaktır. Bu faktörlerin birleşmesiyle müsilajı artıracak koşulların güçleneceği yönünde bir öngörümüz var. Müsilajın yüzeyde görülmesi fiziksel ve ekolojik bazı koşullara bağlıdır. Özellikle Boğaz'dan giren hızlı bir akıntı, derindeki müsilajın yüzeye çıkmasına neden olabiliyor. Ya da müsilajın çok yoğun üremesi ve artan sıcaklıklarla birlikte tabakalardan yüzeye çıkması da mümkün." diye konuştu.
Salihoğlu, 2021 yılındaki müsilaj yoğunluğunun bu yıl görülüp görülmeyeceği yönündeki soruya, "Geçtiğimiz yıllardaki görüntülerle bu yıl henüz karşılaşmadık. 2021'deki yoğun müsilajla henüz karşılaşmadık. Ama yaza doğru ki 2021'de de yaz döneminde yoğun olarak görmüştük bir yoğunlaşma olma olasılığı var." yanıtını verdi.
Analizlerini birkaç şekilde yürüttüklerini belirten Salihoğlu, "Örneğin, geminin arkasından çektiğimiz cihazla müsilajı burada haritalandırıyoruz. Bunun ötesinde, farklı derinliklerden örnekler alarak hem deniz kütleleri, yani denizin tuzluluğu, sıcaklığı, bunlardaki değişiklikler hem de kirlilik ve oksijen seviyelerindeki değişiklikleri denizin en derin yerlerine kadar örnekleyerek ortaya koyabiliyoruz. Hatta deniz tabanından da bazı sediman örnekleri alıp, sedimandaki oksijensizlik durumunu da inceleyebiliyoruz." dedi.
Salihoğlu, sefer kapsamında alınan deniz suyu örneklerine işaret ederek, "Şu elimde gördüğünüz şişelerde olduğu gibi, bunu sığda almamıza rağmen yüzeyde oksijen varken, 30 metrenin altına indiğimiz anda oksijenin hızla azaldığı görülüyor. Tüm deniz bu şekilde. Kirlilik baskısı yüksek olarak tüm denizde devam ediyor. Bu da biyoçeşitliliği ve ekolojiyi ciddi şekilde etkileyen bir durum." ifadesini kullandı.
"TÜM MARMARA'DA MÜSİLAJ VAR"
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Araştırmacısı Dr. Mustafa Mantıkcı da şu an adalar civarında olunduğunu belirterek, "Yaklaşık 60 metre derinliğinde olan bir istasyonda çalıştık. Yaklaşık 18-19 metrede sensörlerimizden müsilajın varlığına dair bir sinyal aldık. Onun akabinde hemen plankton ağımızı attık ve gördüğünüz gibi müsilaj örneği çıktı. Şu an yaptığımız çalışmada, Çanakkale'den İstanbul Boğazı çıkışına kadar çalıştığımız bütün istasyonlarda yaklaşık olarak 15 ile 25 metre arası müsilaj varlığı gördük. Şu an müsilaj var." dedi.
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Hasan Örek de yaklaşık 10 günde 60 istasyonda ölçüm ve örneklemeler yaptıklarını kaydederek, "Hemen hemen tüm Marmara'yı kapsadı. Bunun yanında, yüksek çözünürlüklü veriler elde edebilmek için arkasından çektiğimiz cihazla yaklaşık 0 metre ile 80 metre arasında müsilajın çok daha yüksek çözünürlüklü dağılımını haritaladık. Bunların sonuçları bize gösteriyor ki hemen hemen tüm Marmara'da müsilaj dağılımı var. Şu anda tabii ki 2021'deki kadar yoğun bir durum yok ama şu anda da müsilaj var Marmara'nın hemen hemen her yerinde." diye konuştu.
İzmit'te müsilaj görülmediğini fakat bunun olmayacağı anlamına gelmediğini ifade eden Örek, ileriki günlerde burada da müsilaj olabileceğini söyledi.
Örek, Karadeniz suyunun girdiği yerlerde, Boğaz çıkışında, Adaların arkasında ve Tuzla civarlarında şimdilik çok fazla müsilaja rastlamadıklarını belirterek, "Ama diğer taraftan, tüm basende yaptığımız çalışmalarla bunu ortaya koyduk. Bu sefer öncesinde yaklaşık bir ay kadar otonom deniz planlayıcı ürünümüzü Marmara'da tuttuk. Onun verilerini de inceliyoruz. O verilerden de yani orta basende olan dağılımını çok daha uzun süreli olarak, gelecek olan verilerden ortaya koymuş olacağız." dedi.